Tonu Yakalamak / Kurmak
Tartışmanın niteliğini ve tonunu etkileyebilmek için iki temel an vardır. Bunlardan biri, tartışmanın başlangıç anıdır. Herkesin konuşma hakkı olduğunu ve katkılarının da beklendiğini belirtmek, bu atmosferi kurmak gerekir. Tabii ki bu, grup üyeleri birbirine güvendiğinde ve fikirlerinin dikkate alındığını hissettiğinde işleyecektir.
- Mümkünse daire biçiminde oturun ya da en azından birbirinizin yüzünü görebilecek şekilde. Bu mümkün olmadığında, yürütücü, konuşurken grup üyeleri arasında dolaşabilir.
- Grup üyeleri birbirini tanımıyorsa, “tanışma” egzersizleri kullanılabilir. Grup üyeleri kendilerini tanıtabilir ya da bir başkası ile konuştuktan sonra birbirlerini gruba “sunabilirler”. Tanışma, en sevdikleri hobi, kendilerini benzetmekten hoşlandıkları hayvan, vb. gibi şeyleri paylaştıklarında çok daha eğlenceli olabilir.
- Yürütücü, tartışmaya açık uçlu sorularla başlayarak grup üyelerine vurgu yaparsa kendi rolünü öne çıkarmamış olur. Katılımcılar kendi görüşlerini ileri sürdüğünde yürütücü, “herkes ne düşünüyor?” ya da “buna katılan başka kimse var mı?” ya da “katılmayan var mı?” biçiminde sorduğu sorularla grup üyelerinin yürütücüye değil birbirlerine yanıt vermelerini teşvik eder.
- Bazen tartışma için “taban kurallar” koymak iyi bir fikir olabilir. Bu, özellikle grup üyeleri çocuklar ise önemlidir. Eğer çocuklar yeterince büyükse, onlar da taban kuralların oluşturulmasında yardımcı olabilirler. Tartışma kurallarının ne olması gerektiğini onlara sorabilir ve böylelikle herkesi konuşmaya teşvik etmiş olursunuz. İşte bazı kurallar için birkaç fikir;
- Herkes bir diğerini saygıyla dinlemelidir. (katılmıyor olsa bile)
- Konuşan kişinin sözü kesilmemelidir.
- Aynı anda birden fazla kişi konuşmamalıdır.
- Hiç kimsenin fikri alay konusu yapılmamalıdır.
- Eğer birisine katılmıyorsanız, paylaşmadığınız onun düşüncesidir. Kişinin kendisine saldırma.
- Başkasının seni anlamaya çalışmasını beklediğin gibi sen de diğerini anlamaya çalış.
Yardımcı Tartışma
Yürütücü, grup üyelerinin sayısına, konunun her bir katılımcı için önem derecesine göre değişen tartışma yöntemleri kullanabilir. Bu, tartışmanın nasıl yapılandığına göre değişir. Örneğin, bazı genel sınıf tartışmalarında yürütücü tartışmayı basit bir biçimde açar ve düşüncesini belirtmeye gönüllü olan biri olup olmadığını sorar. Ancak, eğer grup özellikle utangaçsa ya da yürütücü, herkesin tartışmaya aktif olarak girdiğinden emin olmak istiyorsa tartışma bundan sonra da yapılandırılabilir.
- Yürütücü, sadece bir tur yapabilir (ya da daire biçiminde oturulmuyorsa, sırayla gidebilir) ve herkesin, yorumlarını söylemesini ister. Bu teknik son derece kapsayıcıdır ama çok zaman alabilir ya da biraz sıkıcı olabilir.
- Grup üyeleri, tartışma için ikili gruplara ayrılabilir. Bir tartışma biçiminde, bu kişilerin karşıt “durumları” belirlenebilir. (Eğer bunu yaparsanız, kendi kişisel duruşlarına uymayan bir durumu belirlemek ilginç olabilir) Yürütücü, yine çift olarak, her bir gruptan, birbirleriyle “görüşmesini” isteyebilir; daha sonra partnerlerinin görüşlerini grubun geri kalanına aktarırlar. Grup üyeleri birbirini tanımadığında, en azından bir kişiyle tanışmanın kolay ve kişisel biçimini sağladığı için ‘çift yöntemi’ni kullanmak çok hoştur. Kişilerden, ardışık yöntemle çift oluşturması da istenebilir (örn; ilk olarak sağındakiyle, sonra solundakiyle).
- Büyük grup, altı ya da sekiz kişiye kadar küçük gruplara bölünebilir; çocuklarda bu sayı normal olarak dördü geçmez.
Tartışmada, gönüllülük temelinde ya da tasarlanan şeye göre herkesten bir şeyler yapması istenebilir. Öğrenciler için bazı yapılar oluşturmak üzere öğretmenler sık sık, “raportör” (olan biteni yazmak için), “düzenleyici” (grubun, belirlenmiş olan noktada olup olmadığından emin olmak için), “malzemeci” (egzersizle ilgili malzeme gerekli olduğunda) gibi ya da egzersizle ilgili bazı özel roller önerirler. Lütfen bu grupların sözlü olarak ya da büyük bir kağıt üzerinde yazdıkları notları ya da her ikisini de aktarmak üzere gruba “geri rapor” vermelerinin ideal olduğunu not edin. Bu yolla, tartışmayı grubun tümüne geri getirirsiniz. Küçük grup formatı çalışması, basit tartışmalar ya da düşüncelerin paylaşım biçimine göre genellikle “uygulama” egzersizleri için daha idealdir. Yürütücü olarak, tartışmayı nasıl organize edeceğinize dair hızlı bir karar almanız gerekebilir. İletişimin ne kadar iyi gittiğini temel alarak, herkesi büyük grupta tutabilir ya da kendi küçük gruplarında kalmalarını sağlayabilirsiniz.
Tartışmanın içinde sizin işiniz, akışı sağlamak, atmosferi saygılı ve hoş tutmak, zeminin “konudan” kaymamasını sağlamak ve ortaya çıkabilecek olan çatışkılarla başa çıkmaktır. Bir çatışkı ortaya çıktığında, düşünceler kadar duygular da dikkate alınmalıdır. Mümkünse böylesi bir gerilime arabuluculuk etmek üzere grubu da çatışkı durumu ile ilgilenmesini sağlamaya çalışın. Çatışkı çok yoğun ve kişisel ise bunu, grup dışında, özel olarak ele almak çok önemlidir.Bir beceri olan çatışkı çözümü için söylenecek çok şey olmakla birlikte, bundan bahsetmeye yetecek kadar burada yer bulunmamaktadır.
Yürütücü, grup üyelerinin katılımını her zaman desteklemelidir. Bu, bireylerin ya da grupların çabaları ya da yaratıcılıklarını överek (kompliman yaparak), utangaç bazı grup üyelerini düşüncelerini açıklama konusunda zorlamadan ama cesaretlendirerek ve ortaya konan düşünceler üzerinde çalışarak yapılabilir. Bu yüreklendirme sözcüklerle yapılabileceği gibi mimiklerle ya da vücut diliyle de yapılabilir. Grup üyelerini aynı biçimde “dinlemek” de önemlidir.
Toparlama
Bir oturum pek çok değişik biçimde kapatılabilir. Tartışmaların ve egzersizlerin olumlu yönlerini öne çıkarmak, kişisel katılımları için üyelere teşekkür etmek her zaman iyi bir fikirdir. Eğer tartışmayı sevdiyseniz, bunu söyleyin! Eğer tartışma süregiden bir tartışmanın parçası ise, ortaya çıkan şey üzerinde bir şeyler yapmak isteyebilirsiniz. Örneğin; görüşler arasında ilginç farklılıklar ortaya çıkarsa, katılımcılardan, kendi durumlarına ilişkin bir şeyler yazmalarını isteyebilirsiniz. Hatta geniş bir araştırma projesi dahi geliştirilebilir. Katılımcılar için tartışmanın/egzersizin amacı kendileri hakkında daha fazla şey öğrenmek ve gelişmek ise, onlara tartışmaya ilişkin kendi düşüncelerini, tepkilerini ve sorularını yazacakları kişisel bir günlük tutmalarını söyleyebilirsiniz. Bunlar, katılımcı tarafından saklanabileceği gibi, geri besleme almak amacıyla yürütücü ile özel olarak da paylaşılabilir. Eğer, iletişim tekniklerinin kendisini kuvvetlendirmek isterseniz, aşağıdaki türden sorulara yüksek sesle ya da yazılı olarak bir yanıt vermelerini isteyebilirsiniz.;
- Tartışmada iyi giden neydi? Bunu nereden bilebiliyorsunuz?
- Tartışmada zor olan neydi, neden?
- Anlaşmazlıklar ya da çatışkılar nasıl ele alındı?
- Herkes katılım şansı yakaladı mı? Değilse, katılıma davet edildiler mi?
- Birinin düşüncesiyle entellektüel temelde farklı oluşunuz ile, birinin açıklamasına karşı duygusal bir tepki duymanız arasındaki farkı farkettiniz mi? Neden bu tepki de diğeri değil, açıklayabilir misiniz?
Son Olarak…
Yürütücülük yapmak hem bir sanat ve hem de bir bilimdir. İlkinde biraz “zor” bir duygu verse de kendinize karşı fazla sert olmayın. Bu yazı bazı fikirler içermekle birlikte kişinin kendi sezgisi en iyi kaynaktır. Yürütücülük becerilerinizi, kişilerin kendi düşüncelerini açıklamakta özgür hissettiği koşulları (ortamları) gözlemleyerek geliştirebilirsiniz. Eğer, kişileri tartışmaya katma konusunda özel becerisi olan birini tanıyorsanız, bazı fikirler almak için onu da izleyebilirsiniz.
Unutmayın…. Eğlenin!
Grup – Birey – Tema Üçgeni
Bir antrenman grup-birey-tema ve çevre olarak ifade edebileceğimiz ögelerden oluşur. Bu faktörleri belli bir çevre içinde oluşan ve her bir ucuna grup, birey ve temanın yerleştirildiği bir üçgen olarak tasarlayabiliriz.
Tüm grubu ve tek tek üyeleri etkileyen çevre, zamanı, mekanı, doğayı, katılımcıları, onların cinsiyetleri, eğitim ve sosyal durumlarını, toplumu, tarihsel ya da güncel kültürel ve politik etkilenmeleri vb. şeyleri kapsar.
Bir antrenmanın verimli ve başarılı bir biçimde gerçekleştirilebilmesi, üçgeni oluşturan üç faktör için optimal koşulların oluşması amacıyla üçgen içersinde dinamik bir denge geliştirilmelidir. Bir ucun fazla yoğunluk kazanması öteki unsurların doğrudan dışarıda bırakılmasını beraberinde getirir. Bu da süreci olumsuz biçimde etkiler. Bireye yönelik bir çalışma tarzı baskın ise gruba ve temaya yeterince yer verilmez. Temaya fazla ağırlık verilirse bireylerin ve grubun ihtiyaçları ihmal edilir.
Bir antrenman programında yer alan birimlerin (sunum, egzersiz, oyun, tartışma vb.) bu üç faktörün her birine aynı ölçüde hitap etmesi mümkün değildir. Örneğin, tüm grupla ortaklaşa yürütülen teori ağırlıklı bir çalışmanın ardından bireylerin üretilenleri hazmedeceği ve kendini ifade edebileceği bir birime geçilmelidir. Bunun için antrenörler daha hazırlık sürecinde dengeyi gözetici bir şekilde programı tasarlamalıdırlar. Ancak faktörler arası denge zaman ölçülü bir hesaplama işi değildir, durumu ve gelişmeleri iyi gözlemlemekle ilişkilidir. Örneğin grup içinde bir sorun çıktığında öncelik, tasarlanan programa karşın (daha sonra tekrar temaya dönmek koşuluyla) bu sorunun çözülmesidir. Dengenin oluşturulmasında sorumluluk hem antrenör hem de katılımcılara aittir. Dinamik bir denge için en azından olması gerekenler:
- Grubun ve tek tek bireylerin çevrelerine dikkat edilmesi
- Antrenman boyunca bireyin katılımı için tüm olanaklarının sağlanması
- Grubun ortak çalışma için geçerli davranış ilkeleri üzerinde bir anlaşma sağlayabilmesi
- İlgi grupları dengenin sağlanması ve korunmasında önemlidir
- Temanın tutarlı bir şekilde ele alınması ve grubun ilgilenmek istediği konulara yönelinmesi
- Ortada görünen ve şeffaf bir yönetimin mevcut olması
- Hem bireyler hem grup için güvenli ve korkusuz bir çalışma ortamının sağlanabilmesi