Başlıca Kategoriler
Edit Content
LİSTAG işbirliğiyle lgbti+ gruplarının insan haklarını yaygınlaştırması için gerçekleştirdiğimiz kolaylaştırıcılık atölyeleri sonrası LGBTİ+ İnsan Hakları Farkındalık Atölyeleri Kolaylaştırıcılık Kılavuzu oluştu. Bu kılavuzda temel atölye yöntemleri, kolaylaştırıcılık, atölyenin planlanması gibi kolaylaştırıcılık becelerine ilişkin bilgilere ulaşabilirsiniz. Kılavuzda ayrıca toplumsal cinsiyet, önyargılar, ayrımcılık, LGBTİ+ temel kavramlar ve mitlere ilişkin egzersizler, deneyim gruplarının programları da yer alıyor.
Şiddetsizlik, Türkiye’deki geçmişi çok uzaklara dayanmasa da uzun yıllardır dünyada barış, adalet ve şiddetle mücadelede kullanılan bir araç olmuştur. Bilgiyi öğrendiğimiz eğitim didaktik, hiyerarşik, otoritelerin kendi ideolojilerine göre şekillendirdikleri bir öğretme ve öğrenme yöntemi.
Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeklerin beklentilerini, değerlerini, imajlarını, davranışlarını, inanç sistemlerini ve rollerini tanımlayan fikirlerin sosyal yapılanmasıdır. Sadece kadın ve erkek arasındaki değil, her gruptaki güç ilişkilerini ağır biçimde etkiler; bu da bir çok sosyal probleme neden olur.
Şiddetsiz örgütlenme temel referansını şiddetsizlikten alır. Hayalini kurduğumuz şiddetsiz yaşamı örgütlenme süreçlerinde nasıl inşa edebiliriz sorusu üzerine odaklanır.
Bu el kitabı örgütlenme konusunda kapasitenizi geliştirmeyi
hedeflemektedir.
Çatışma kavramını zaman zaman silahlı karşılaşmalar ya da doğrudan şiddetle ilişkilendiriyoruz. Elbette
bunun kültürel ve tarihsel bir anlamı var.
Edit Content
James Scott’un ‘gündelik direniş’ kavramını 1985’te tanıtmasından bu yana araştırmalar kısmen birbiriyle örtüşen alanlarda gelişti. Mevcut çalışmalar ‘gündelik direniş’in çok farklı tanımlamalarını, yöntembilimlerini ve anlayışını kullanır ve bu da alanın sistematik gelişimini güçleştirir. Önceki çalışmalarda araştırmacılar, kamu tarafından politik bir talep olarak ifade edilmediği ya da örgütlenmediği halde gündelik direnişin rutin olarak gerçekleşen özel bir direniş türü olduğu algısına karşı teorik ve tanımsal bir çerçeve önerdiler. Bu çözülmesi zor fenomenin daha anlaşılabilir ve sistematik araştırması gündelik direniş dağarcığının, direniş aktörleri arasındaki ilişkinin yanı sıra direnişin mekânsallaşması ve zamansallaşması (temporalization) ile birlikte dikkate alındığı koşullarda yapılacak analizlerle mümkündür. Bu analitik boyutlar, mevcut araştırmalardan alınan örneklemelerle açıklanır ve hareketlendirilir. Son olarak, tüm dört boyutun kesiştirilerek incelenmesi gereği üzerine tartışılır.
Son zamanlarda savaşım yöntemlerinin etkinliği üzerine yapılan akademik tartışmalardaki üstü kapalı varsayıma göre politik mücadele sürdürmenin en etkili yolu şiddet. Siyaset bilimcileri arasındaki hakim görüş, muhalif hareketlerin şiddet içeren yöntemleri seçme nedeninin böyle araçların politik hedeflere ulaşmada şiddetsiz stratejilere kıyasla daha etkin olduğu yönünde.
Eylemler bir kuşağı güçlendirebilir, bir konunun uluslararası gündeme gelmesini sağlayabilir ve politik bir değişimi zorlayabilir. Yine de eylemler zayıf şekilde gerçekleştirilebilir ve grubunuza veya hedeflerinize zarar verebilir. Bu el kitabı, stratejik eylem tasarımı konusunda size yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Felix Kolb’a göre1 Toplumsal hareketlerin – daima olmasa da çoğunlukla – başarılı olduklarını biliyoruz. Gene de sadece – kamuoyu çoğunluğunun hareketin amaçlarının lehine olduğu halk desteğini almanın çoğu kez yeterli olmadığını da biliyoruz. O halde toplumsal hareketler başarıyı nasıl yakalarlar?
Edit Content
Çatışma kavramını zaman zaman silahlı karşılaşmalar ya da doğrudan şiddetle ilişkilendiriyoruz. Elbette
bunun kültürel ve tarihsel bir anlamı var.
Tartışmanın niteliğini ve tonunu etkileyebilmek için iki temel an vardır. Bunlardan biri, tartışmanın başlangıç anıdır. Herkesin konuşma hakkı olduğunu ve katkılarının da beklendiğini belirtmek, bu atmosferi kurmak gerekir. Tabii ki bu, grup üyeleri birbirine güvendiğinde ve fikirlerinin dikkate alındığını hissettiğinde işleyecektir.
Konsensüs, bir grupta anlaşmaya varmak için kullanılan yaratıcı ve işbirlikçi bir yol. Bir karar önerisini oylamaya açarak grubun çoğunluğunun isteğini gerçekleştirmek yerine konsensüsü kullanmak, birlikte çalışarak herkesin aktif olarak desteklediği çözümleri bulmak anlamına gelir. Kararların tümü, o kararların esasen etkilediği herkesin onayı ile alınır; bu da herkesin temel ihtiyaçlarının dikkate alınması anlamına gelir.
Bu broşür; Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin örgütlerle gerçekleştirdiği toplantılar ve antrenman deneyimlerinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Antrenmanların yanı sıra yazılı bir kaynağın örgütlerin kendi iç çalışmalarına katkı sunması, şiddetsiz geri bildirim üzerine birlikte düşünmeleri ve tartışmalarına destek sunması amaçlanmaktadır.
Örgütler birer canlı organizma gibidir. Hem kendi iç ‘organları’ birbiri ile hem de kendisi bir bütün olarak dışarıyla ilişki içindedir. Bu özelliği sebebiyle örgütlerin dayanıklılığı hem iç hem dış faktörlerden etkilenir.
Edit Content
Bu el kitabı Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği’nin, “Her gün, her koşulda, hep birlikte şiddetsiz bir dünya” hayalinin gerçekleşmesi yolunda attığı sayısız adımdan biri. Amacımız şiddetsiz kampanyanın ne olduğunu kısa ve anlaşılır şekilde göstermek.
Örgütsel Esenlik için Örgütsel Dayanışma El Kitabında örgütlerin örgütsel esenliği neden ve nasıl gündemine alması gerektiğini, örgütsel esenliği güçlendirmeye giden yolun örgütsel dayanışmadan nasıl geçebileceğini ve örgütsel dayanışma için modelleri bulacaksınız.
"Esenlik kavramını sadece bireysel bir çaba ya da bireye odaklı bir yaklaşım olarak düşünmek, esenlik konusunda örgütlerin sorumluluğunun göz ardı edilmesine yol açabilir. Bu sebeple örgütler, kapasite gelişim çalışmalarında stratejik yönetim, kaynak yaratmak, gönüllü yönetimi gibi başlıklara ne kadar önem veriyorsa, örgütsel esenliğe de o kadar önem vermelidir.Bütünlükçü bir esenlik yaklaşımı için esenlikle ilgili yapılacakları hem yapı hem kültür üzerinden düşünmek gerekir.Bu anlamda dünyada hak savunucusu örgütlerin esenlik için yaptığı bazı çalışmalar yol gösterici olabilir."
Örgütler birer canlı organizma gibidir. Hem kendi iç ‘organları’ birbiri ile hem de kendisi bir bütün olarak dışarıyla ilişki içindedir. Bu özelliği sebebiyle örgütlerin dayanıklılığı hem iç hem dış faktörlerden etkilenir.